Her gün belki de önünden defalarca geçtiğimiz fakat gerçek mahiyetinden haberimizin olmadığı mimari yapılar ve sanatsal eserlerin mitolojik kaynaklı olduğundan haberiniz var mıydı?
Bu haberimizde siz değerli okuyucularımıza İstanbul’daki bazı mimari yapıların barındırdığı ezoterik anlamları izah etmeye çalışacağız.
İlk olarak ele alacağımız yapı içeride çekim yapmanın pek mümkün olmadığı İş Bankası Levent Şubesi
Fotoğraf 1 (İş Bankası Binası)
İçeride yaptığımız birkaç çekimden sonra güvenlik görevlilerinin ikazıyla iş sanat bölümüne yönlendirildik. Orada görüştüğümüz yetkili, araştırma yaptığımız konunun önemini fark edince çekim yapmamızı engellemesi için güvenlik görevlisine talimat verdi. Bu engellemeye rağmen birkaç fotoğraf çekebildik.
ÖNERİLEN VİDEO
Fotoğraf 2 (Altın Buzağı)
İş Bankası’nda bulunan ve dini mitolojide yer alan bu eserin İbrani kültürüne ait olması muhtemel. Nasıl mı?
Buyurun, inceleyelim;
İsrailoğulları, Mûsâ -aleyhisselâm- ile birlikte Kızıldeniz’den geçtikten sonra, sığır başı şeklinde putlara tapan bir kabîleye rastlamışlardı. Hazret-i Mûsâ’ya:
“–Sen de bize böyle bir ilâh yap da, ona ibâdet edelim!” demişlerdi.
Mûsâ -aleyhisselâm- ise, kendilerine nasîhat etmiş ve bunun büyük bir şirk olduğunu bildirmişti. Onlar da pişman olup tevbe etmişlerdi.
Ancak Mûsâ -aleyhisselâm-, Hârûn -aleyhisselâm-‘ı kendi yerine vekîl bırakıp Tûr Dağı’na gittikten sonra, onlara karşı îmansızlığını gizleyen Sâmirî isimli nankör bir İsrailoğlu, Hazret-i Mûsâ’nın yokluğunu fırsat bilerek halktan altın topladı ve eriterek altından bir buzağı yaptı. Sonra da:
“–Bu Mûsâ’nın ilâhıdır! Fakat Mûsâ, tanrısını unuttu!” deyip halktan buzağıya tapmalarını istedi.
Sâmirî, sanatkâr bir kimseydi. Buzağıyı öyle ustalıkla yapmıştı ki, içine rüzgâr girdiğinde canlıymış gibi böğürüyordu. Bunu buzağıda açtığı deliklerle sağlamıştı ve rüzgârın şiddetine göre kaval gibi sesler çıkıyordu. Ardında da Sâmirî:
“–Bakın ilâhınız sizinle konuşuyor!” diyordu.
Böylece Sâmirî, onun tanrı olduğunu halka telkîn ederek, bir kısım İsrailoğullarını hak dinden uzaklaştırdı.
Hârûn -aleyhisselâm- kendilerine ısrarla îkazda bulundu, fakat dinlemediler.
Bu hadise Kuran-ı Kerim’in Ta-Ha Suresi 88.-91. ayetlerinde geçmektedir.
Fotoğraf 3 (Dul Kadın’ın oğulları)
Fotoğrafı incelediğimizde kucağında iki çocuğuyla ortada kalmış kadın ve onu koruyan iki aslan figürünü görüyoruz. Bu heykelde Dul Kadın ve oğullarını (masonları) ve onu koruyan aslanlar ise “bir devletin” sembolü olan iki aslanı tasvir ediyor olabilir mi?
Bütün Dünyada masonlar kendilerine dul kadının oğulları derler; bu bir kod’dur. Her nerede olursa olsun bir mason “Dul Kadının Oğlulları” kodunu kullanarak yardım isteyebilir veya kendini tanıtabilir.
Bu bağlamda örnek gösterebileceğimiz diğer bir mimari yapı Ziraat Bankası Karaköy Şubesi
Fotoğraf 4 (Ziraat Bankası)
Ziraat Bankası Karaköy Şubesi Fotoğraf: Sevan Onur Duman
İlk bakışta antik bir binaya benzeyen yapıda dikkatli bakıldığında mitolojik işlemeler ve gizemli heykeller görülmektedir.
Fotoğraf 5 (Hiram Usta)
Ziraat Bankası Karaköy Şubesi Hiram Usta Heykeli Fotoğraf: Ömer Can Talu
Fotoğrafta gördüğünüz Hiram Usta masonluğun kurucusu ve Dul Kadının oğludur. Kendisi bir yetimdir ve Hz. Süleyman onu Süleyman Tapınağını inşa etmekle görevlendirir. Masonlukta çok önemli yere sahip olan bir kişidir. Elinde çekici ve öğretilerinin bulunduğu kitap ile betimlenir.
ÖNERİLEN VİDEO
Fotoğraf 6 (Dul Kadın)
İş Bankası Levent Şubesinde görüldüğü gibi, Dul Kadın ve Oğulları bu figürde de betimlenmiştir.
Fotoğraf 7 (Hermes’in Asası ve Dünya Hakimiyeti)
Bu kabarmada, ezoterik sembol dilini bilenler için detaylı bir şekilde gizemli bilgiler anlatılmaktadır. Resimde görüldüğü gibi iki yılan bir çubuğun etrafına dolanmaktadır. Bu çubuk Pagan tanrısı Hermes’in asasıdır. Asa insanın fizik bedenini, onun etrafını saran iki yılan ise cesedi kuşatan fiziksel dünyayı temsil eder. Asanın tepesindeki iki kanatlı başlık (Eski Mısır dininde ruhun temsili olan “Ba” figürü), ermiş bir kişinin, isterse Ba formuna geçerek bedeninden ayrılabileceğini anlatır. Asa hükümdarlık anlamına gelir. Hermes’in bilgelik asasının dünyanın üzerinde olması açık şekilde dünya hâkimiyetini anlatmaktadır. Resimde görüldüğü kadarıyla dünyanın etrafını 6 köşeli yıldızlar kuşatmıştır. Tasvirde sadece 7 yıldız görünmektedir ancak bu yıldızların aralarındaki boşluklar hesaplanırsa, dünya küresinin arka tarafında 6 yıldız daha olması gerekmektedir. Arka tarafta kaldıkları için onları göremiyoruz ama neticede bu toplam 12 yıldızın, dünyayı kuşattığı anlaşılmaktadır. Ve bunlar 12 İbrani kabilesini simgelemektedir. Hermes’in bilgelik asası ile anlatılan, söz konusu dünya hâkimiyetinin zamanının, Mesih’in geliş zaman olacağı ifade edilmektedir.
Hermes’in Asası
ROMA KARTALI
Fotoğraf 8 (Roma kartalı)
Ziraat Bankasındaki bu diğer figürde ise Roma İmparatorluğunun sembolü olan kartalı görüyoruz. Kartalın bir gemi üzerinde olması ise onun, insanoğlunun ve tüm yaşamın taşıyıcısı olan Nuh’un gemisine yön vermesini tasvir etmekte; dolayısıyla Roma Pagan felsefesinin dünya hâkimiyetinin belirleyicisi olarak seçildiğini anlatmaktadır.
Bu özel haberimizde İstanbul’da bulunan okült yapıların sadece bir kısmını açıklamaya çalıştık.
Bu tür ezoterik semboller donatılmış objelerin ticaret merkezleri ile ne gibi bir bağlantısı olduğu sorusu ise ayrı bir tartışma konusudur.
Yorumu siz değerli okuyuculara bırakıyoruz…
Haber: Hamza Yardımcıoğlu
Fotoğraf : Ömer Can Talu & Sevan Onur Duman
macera mı arıyorsunuz? eminim bu yorumu yayınlamazsınız ama kendinize başka uğraşlar bulun
Parayı kimin elinde tuttuğuna bakmalı parayı takip etmeliki göresiniz. Belki bahsi geçen bankalarla bir ilişkisi bulunmasada eminim bir bit yeniği vardır