Geçtiğimiz günlerde bir arkadaş tavsiyesi üzerine yönetmenliğini Marco Ferreri‘nin yaptığı Büyük Tıkanma– La Grande Bouffe isimli filmi izledim. Film, orta yaşların bir tık üstünde dört kalburüstü adamın bir evde Yiyerek İntihar Etmek için yaptıkları gurme tatilini konu alıyor.
Bu son eğlenceleri diğerlerinden farklı olmalıdır. Günler boyunca evden çıkmadan yiyip içmeyi planlamaktadırlar.
Usta oyuncu Ugo Tognazzi (Ugo), günler sürecek sefanın aşçısıdır. Her çeşit yemeği yapabilen Ugo, günler boyunca sürecek kesintisiz hedonist festival için en kaliteli yiyecekleri istifler.
Eğlenceleri daha önce olduğu gibi tamamen gurme lezzetler tatmakla geçerken, Marcello Mastroianni (Marcello) şehvet dolu fikirleriyle grubun kalanının aklına girer ve bir grup fahişeyi eve davet eder.
Artık kesintisiz ziyafetin yanında, aralıksız ve rastlantısal cinsel ilişkiler de eklenmiş olur.
Doymak bilmeyen bu kör iştah, tükenmeyen yeme hırsı, aç gözlülük ve ziyandan bıkan fahişeler bir süre sonra evden kaçsalar dahi, evin hemen yanında bulunan okulda öğretmen olarak çalışan Andréa Ferréol davet edildiği evden ayrılmaz ve o da tüketim ve cinsellik krizine dahil olur.
Yiyerek İntihar Etmek devam etmelidir.
İçine pislenmekten patlayan tuvalet, Marcello’nun sabrının son damlasıdır ve karlı bir gecede, o çok sevdiği Bugatti marka arabasıyla evi terk etmek istersen donarak ölür.
Ziyafet devam etmelidir, Ugo ve kibar bir balet olan Michel Piccoli (Michel), arkadaşlarının donmuş bedenini etleri sakladıkları soğuk odasına koyar koymaz yeni öğünü hazırlamaya başlarlar. Doyumsuzdurlar ve hiçbir şey onları durdurmaz.
Zevk devam etmelidir, Michel kadın düşkünü olmasa dahi, yemeğe o kadar düşkündür ki; Yellenirken organları dahi dışarı çıkar ve pisliği içinde ölür, soğuk odasında ki yerini alır.
Parti devam etmelidir. Andréa, Philippe Noiret (Philippe) kendisini sevmesine rağmen evdeki herkesle birlikte olmuştur. Sırada Şef Ugo vardır. O da inatla yediği pastanın ve Andréa’nın ellerinin verdiği tensel zevkine dayanamaz ve mutfakta bir yandan ejaküle olurken ve bir yandan tıkınırken çatlayarak ölür.
Fahişelerin midesinin kaldırmadığı bu iştah bitmez ortamda, Andréa ve sevgilisi Philippe kalmıştır.
Philippe sevgilisinin eliyle hazırladığı pastayı yerken takati tükenir ve evin bahçesinde ruhunu teslim eder.
Geriye yenmeyi bekleyen yemekler, Andréa ve yiyerek intihar etmek için oraya gelen doyumsuz dört adamın cesedi kalır.
Peki bu filmin toplumda ki yansıması nedir?
İlk Yorumu Siz Yapın