Genel olarak İsrail hakkında bahsedecek olursak,
İsrail yüz ölçümü itibariyle 20.770 km² genişliğe sahip. Basit bir hesaplama ile Konya şehrimizden daha küçük olduğunu söylemek mümkün.
Nüfus itibariyle ise; 6,3 milyon İbrani, 1,7 milyon Arap ve 374,000 Hristiyanı içinde barındırıyor. 2015 bağımsızlık günü ile 2016 bağımsızlık günü arasında İsrail’de 195,000 bebek doğmuş ve 47,000 kişi ölmüş.
Genç nüfus oldukça fazla ve İsrailli hanımların doğum ortalaması kadın başına 3 çocuk. İsrail Hükümeti’nin hamilelik dönemi ve doğum sonrası için, çalışan kadınlara verdiği iş garantisi, çocuk başına verdiği yardım parası ve doğuran kadınların zorunlu askerlik hizmetinden muaf olması, özellikle Ortodoks Musevi aileleri çocuk yapmaya teşvik ediyor.
Göç yönünden bakıldığında 2014 yılında en çok göç alan şehir ise 3,275 kişi ile Tel-Aviv ve 3,102 ile Netanya oldu. ((Latest Population Statistics for Israel))
Burası, Dünya’nın her coğrafyasından göçen farklı insanların bir arada ve refah içinde yaşamaya çalıştığı bir memleket olsa dahi şu an her 5 İsrailliden biri yoksulluk sınırının altında.
İklimin sıcak, ülke topraklarının bir kısmının ise çöle çok yakın olması, sera usulü yetiştiriciliği yaygın kılmış.
Türkiye ve İsrail, Orta Doğu’da bulunan ve demokrasi ile yönetilen az sayıda ülkelerden ikisi. Bununla birlikte çeyrek düzine senede gelişen olaylar. Mülteci krizi ve bunların sebebi olan karmaşa bölgenin demografik yapısını şekillendiriyor. Terör örgütlerinin bölgede vücuda gelmesinden sonra olan olaylardan en az etkilenen ülkenin İsrail olduğunu söylememiz mümkündür.
Şimdi gelelim gezi hakkında bahsedeceğim kısımlara.
İbrani dilinde “עלה” yükselmek anlamına gelen “לעלות” fiilinin köküdür. Musevi inanışında İsrail yüksek bir konuma sahip olduğundan ötürü, İsrail’e gitmek aynı zamanda yükselmek anlamına gelmektedir. Bu sebeple İsrail’e giden birisi “İsrail’e yükseliyorum” demektedir.
Ben Gurion Havalimanına inerek İsrail’e varmış oldum. Uçaktan inip kara taşıtına binmeden evvel iki güvenlik görevlisi standart prosedür gereği pasaport kontrolü yaptılar. Ardından sınır polisinin bulunduğu ve havalimanında yer alan kısma vardım. Yolcuları pasaport kontrol noktasında iki adet İsrail Bayrağı karşılıyor ve altlarında hoş geldiniz anlamına gelen “ברוכים הבאים” yazıyor.
İsrail para birimi “Şekel” ve “NIS” kısaltması ile kullanılıyor. Havalimanında bulunan istasyondan HaHagana‘ya varmak üzere 18 NIS ile bir bilet alıp trene bindim.
Buraya geldiğinizde eğer toplu taşıma kullanacaksanız, ulaşımda ödeme kolaylığı açısından “רב קו” “Rav Card” adı verilen ve içine bakiye yüklemesi yapılabilen seyahat kartlarından almanızı tavsiye ederim. Böylece bilet makineleriyle güreşmek zorunda kalmayacaksınız.
Göründüğü kadarıyla Orta Doğu’nun karmaşasından kaçan mülteciler arasında homoseksüel olanlar İsrail’e gelmeyi tercih ediyor. Üstelik burada yaşamaya başlayan homoseksüeller geldikleri Arap veya Fars coğrafyasına sosyal medya üzerinden verdikleri mesajlar ile burada rahat yaşadıklarını, güvende olduklarını ifade ediyorlar. Bu durum doğal olarak insanların İsrail hakkındaki algısını lehte etkiliyor.
Bir başka husus ise rastladığım Arap kökenli İsrail vatandaşlarında, 2016 ramazan ayı içerisinde İsrail Ordusu’nun עזה (Azza veya Gazze)’de sivil kayıplara sebep vermemesinden ötürü kendilerinde bir merak, şaşkınlık ve mutluluğun hakim olması idi.
Şimdilik yol üzerinde yazarak ilk paylaşımda bulunmuş oldum. Sonraki yazıda HaHagana’dan yani kaldığım yerden devam edeceğiz.
Aslında güzel de, vizeyi kolay verceklerini sanmam. Sonuçta tr israil arası çok iyi deil bu sıralar, siz bakmayın siyasilerin görüştüne